Kadınların çoğu erkeklerin kusursuz kadınlardan hoşlandığını zanneder. Tüm hayallerini podyumda yürüyen mankenlerin süslediğini zannederler. Bu nedenle kadınlar her an ful makyajlı olmaya, çok çekici pahalı kıyafetler giymeye, güzel kokmaya özen gösterir. Oysa bu yanlış bir algıdır. Tabi ki bakımlı, kendine özen gösteren bir kadın, her zaman için tercih nedenidir. Fakat bunun ölçüsü çok önemlidir.
Erkek baktığında bibloyu andıran, vitrine konulacakmış gibi saçım bozulmasın, makyajım akmasın diye kasılmış bir kadın yerine daha doğal, giydiği kıyafetle bütünleşmiş, rahatlığı yüzüne yansıyan kadınlardan hoşlanır. Çünkü kusursuz görünen kadın erkekte memnun edilmesi zor kadın imajı yaratır. Oysa erkek yanında rahat edeceği, basit şeylerle mutlu olan gördüğü bir çimene üzerim toz olur, saçım bozulur demeden uzanabilecek kadın arar. Kısaca aşırı süz ve makyaj erkek için gereksiz bir yüktür. Sıradan seçimlerle güzel görünebilen bir kadın erkek için vazgeçilmezdir. Ayrıca erkek bu süslenme evresini görmekten hoşlanmaz. Kuaförde geçen uzun saatler onlar için boşa harcanan vakitlerdir.
Genelde erkekler çocuk gibi konuştuğunda sevimli olduğunu zanneden kadından arkasına bakmadan kaçar. Çünkü kadın o garip sesleri çıkarırken erkek ne yapacağını bilmez. Aynı şekilde erkeksi ses tonuyla küfürlü konuşan bir kadında erkek için çok iticidir. Bu durumda aynada kendi kıyafetlerini giymiş bir kadın sureti görüyormuş gibi rahatsızlık duyar.
Eylenmeyi seven kadından hoşlanır ama içip dağıtanı sevmezler. Çünkü erkek için o an acizlik anıdır ve kolda taşınan sarhoş ancak asker arkadaşı olabilir. Bu durumu kadın zarafeti ile yan yana koyamaz. Kadın erkeğin yanında kadın gibi olmalıdır ki erkek kendini daha çekici hissetsin.
Erkekler ne kadar kadınların çok konuşmasını eleştirse de suskun ve asık suratlı kadının yanında kasılır. Sürekli tenkit edildiği duygusuna kapılır. Oysa esprili kadın erkeğe genç ve doğurgan imajı verir. Kaliteli espri yapabilen kadının zeki olduğu düşünülür. Güleç kadın erkeğin en çok arzuladığı şeyi huzuru verir.
Erkek akıllı kadınla, bilmiş kadın arasındaki ince çizgiye olağanüstü dikkat eder. Çünkü akıllı kadının varlığı erkeğin kişiliğine güven verirken, bilmiş kadının ki tehdit eder. Kadında toplumun dayatması ile yanlış bir algı vardır. Kadın zanneder ki erkek annesi gibi kadın arıyor. Bu büyük bir yanlış. Erkeğin hayatındaki en önemli iki kadından biridir anne. Erkek onun yanında şımarır, çocuk gibidir. Erkeğin hayatına giren kadın sürekli anne gibi davranmaya çalışınca erkekteki ayrım ortadan kalkar. Partneri ile anneyi ayrı yere koyamaz. Aynı yere koyar ve sürekli kıyaslar. Netice partner aleyhine neticelenir. Çünkü o erkeğin annesi olmayan partner bu rolü kaldıramaz. Erkek kadın ilişkisi gereksiz bir çıkmaza girer. Oysa kadın partnerlik rolünü yerine getirse anne olmaya çalışmasa erkek için daha çekici olur. Kadınların unutmaması gereken altın kurallardan biri taklit aslını yaşatır ve devleştirir. Erkek eşi arzulamak ister, bırakın annesinin dizine yatıp saçını okşatsın.
Yazar: Emine Açıcı
Bir yanıt bırakın