Lüks Eğlence ve Alışveriş Merkezlerinin Aynaları

Lüks eğlence ve alışveriş merkezlerinin aynaları hepimizi olduğumuzdan daha iyi göstermeye, kullandığınız markalar kendinizi başka biri gibi sanmamıza yol açmıştır. Sınırsız internet, son model cep telefonları ve bilgisayarlar gibi pek çok sosyal medya işlevi de gören objeler de bunlara eklenmiştir. Son yıllarda çocuklarda gençlerde yetişkin ve orta yaşlılarda gözlemlediğim çok belirgin davranış düşünce ve duygu kalıpları var. Hiç kimse karşısındakini dinlemiyor, dağınık ve karmaşık bir zihinle çoğu zaman kısa cümlelerle konuşuluyor, tekrarlar yapılıyor, konudan konuya geçiliyor, hatta anlık duygu atlamaları yaşanıyor yani bir duygudan diğerine kolayca geçiliyor. Sürekli olarak kendisinin çok özel olduğunu vurgulama ihtiyacı,rekabet, öfke kontrolsüzlüğü, şikayet ve eleştiri fırtınaları ve suç bende değil tavırları…Sonuç olarak vasatın altında yaşayan günü kurtarma çabası içerisine girmiş hedeflerini ve değerlerini unutmuş azımsanamayacak bir kitle. Konu, disiplinler arası toplumsal ve kişisel düzeylerde çok farklı şekillerde tartışılabilir. Ama bu insanların en ortak özellikleri elektronik obje ve internet bağımlılıkları benim kanaatimce. Kendileri neyse de ama çocukları adına üzülmeye değer. Bakın çözüm zaten hep var. Sadece “dur” demek ve bağımlılıktan kurtulmak.Dostluk ve iletişimlerle örülü doğa içerisinde bir yaşamı seçmek, “sadeleşmek” ve iyilik yapmak. Yirmi yıllık meslek yaşamımda hala tahtaya yazarak ders anlatmaya devam ediyorum. Güzel ve huzur dolu zihnimizi verimli kullanabileceğimiz yeni bir hafta dileğiyle… Doç.Dr. Erdinç Öztürk….

oyun bagimliligi

Aşağıdaki alıntı zannedersem hepimizi biraz düşündürecektir :
Dünyanın ultra zengin adamlarının ve E-Bay, Google, Apple, Yahoo ve Hewlett-Packard gibi teknoloji devlerinin çocuklarını okuttuğu “Waldorf School of the Peninsula” okulu.

Okulu ilginç kılan ve zenginlerin rağbet etmesine sebep olan tek bir özelliği var oda, “eski usul eğitim” yani bu okulda bilgisayar, laptop, yada tablet gibi hiçbir teknolojik alet bulunmuyor, akıllı tahtalar yerine eski kara tahtalar, tebeşirler,kağıt kalem gibi tamamen çocuğun tüm becerilerini ortaya koyacak eski malzemeler kullanılıyor.

Ayrıca örgü ve dikiş iğneleri ve bazen de çamurla aktivitelerin yapıldığı ve tamamen çocuğun el becerilerini geliştiren bir çok ders var. Bunun dışında bolca oyun odaklı öğrenme ve hikaye anlatma var.
Kısacası bu okuldaki bir çocuk yemek yapmaktan tutun, dikiş dikmek, bahçede çalışmak, heykel yapamaya kadar bir çok konuda eğitiliyor..

Bu eski usul eğitim çocuğun el becerisinden zeka gelişimine kadar her şekilde katkı sağlıyor…
Dünyanın en akıllı telefonlarını bilgisayarlarını üreten adamların, kendi çocuklarını teknolojiden uzak tutmalarının sebebini sanırım kolayca anlayabiliriz.

Teknolojik her cihaz başta çocukları da zeka tembelliğine yol açıyor. teknolojiyle haşir neşir olan çocukların radyasyona maruz kalmalarının yanısıra, obeziteye yatkın olmaları ve daha saldırgan bir ruh hali içinde olmalar,ı bir çok defa çocuklar üzerinde yapılan araştırmalarda dile getirilmişti…

Buna rağmen bir çok aile, çocuklarına daha iyi bir eğitim sağlamak için akıllı tahtalardan tutun her türlü teknolojik aletlerin olduğu okulları tercih etmeleri akıl işi değil. üstelik çoğu aile bununla övünüyor..
Ailelerin bilinçsizliği çocuklarının geleceğini risk altına sokuyor maalesef..

Unutmayın ; çocuklarınız klavyeyi iyi kullanması yada mouse iyi hareket ettirmesi, onun zihnini harekete geçirecek, el becerilerini ortaya koyacak her türlü etkinlikten alıkoyarak, gün geçtikçe beden ve beyin tembeli olan biri haline getirir sadece.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*