Birçok ilişki büyük bir heyecan ile başlar. Tüm eksikleri, boşlukları doldurmak, sıra dışı bir ilişki arzusu ile can bulur. Ama bazıları hatta büyük bir kısmı hızlı bir şekilde ihtiva kaybeder. Bu gün size aşkın erkek gözünde nasıl düştüğünü anlatacağım. Kurulmuş hangi sözler, yani kurulması gereken yerine sarf edilen hangi sözler erkeklere iğreti gelir ve bir randevu alabilmek için çarpan kalp, artık hızla kaçtığı için çarpmaya başlar.
Erkekler için duydukları sözler önemlidir. Erkeklerin içindeki çocuk hep diri ve yaramazlık peşindedir. Nasıl ki çocuğunuzu motive etmek, becerisini ve gelişimini ilerletmek için ”sen yaparsın, sen harikasın, alkış oğluma “ gibi sözlerle pohpohluyor sanız. Erkek büyüdüğünde de partnerinden aynı övgüleri ister. Dikkat edilmesi gereken bunlar inanacakları cinsten olması.
- Çok şirinsin deme… İğreti oldukları ifadeler şirin, şeker vb. sevimlilik katan ifadelerden haz etmiyorlar. Çekicisin, sana bayıldım, bunu nasıl başardın, çok seksisin gibi sözler tercihleri arasında.
- Aradın ve merhaba demeden “neredesin” dedin kaybettin. Bunu takip olarak görüyor, güvensizlik olarak algılıyor. Aynı şekilde “aradım kaç saattir meşguldü” gibi cümlelerden hiç hoşlanmıyorlar.
- “Böyle olduğunu bilseydim… “ bu sözle cümleye başladığınızda gerisini dinlemiyorlar. Eee şimdi öğrendin şimdi ne olacak?
- “Annemlerle ne zaman tanışacaksın” kaçacak delik arıyorlar. Bu cümlenin niye bu etkiyi yarattığı hala tartışılıyor. Bence erkek ilişkiyi evliliğe getirecek ilk cümleyi kendine yakıştırıyor. Kadından gelen adım onlar için rol çalma olarak algılanıyor, kadın cazibesini kaybediyor ve çantada kekliğe dönüşüyor.
- “Sen nereye bakıyorsun?” dediğinde erkek önce şoka girip sonra suçu ortaya çıkmış bir çocuğun yaptığı gibi olay yerini hızla terk ediyor.
- “Eski sevgilimde böyle yapmıştı” dediğinizde erkek bu cümleyi duyduğunda prensin kurbağaya dönüştüğünü anlayıp yenilgiyi kabul ediyor.
- “En yakın arkadaşım var ya… o evleniyor, nişanlanıyor, doğum yaptı” geç kaldık hadi diye algılandığından, ciddi bir adıma hazır olmayan erkeği korkutuyor.
- “Sence bende bir farklılık var mı?” bu soruya nasıl kıl oluyorlar bir bilseniz. Çünkü bunu sınav olarak görüyorlar. Bilemediklerinde duyacakları ve ileriki zamanda sürekli pişirip pişirip önlerine sunulacağını bildikleri için bu cümleyi duymaktan hoşlanmıyorlar.
- “Nasıl tip kızlardan hoşlanırsın?” ne dese şimdi acaba “aynaya bak” dese kurtarır mı? Belki ama buna cevap vermek bayın tarlasında dolaşmak gibi her an infilak olabilirsin. Erkek kadının kendine sırf trip atma fırsatı bulmak için sordukları soruları bilirler ve hiç hoşlanmazlar.
- Erkeğin sorusuna verdiğiniz “sana ne” cevabı erkeğin lügatinde küfür olarak algılanıyor. Kendini küçücük hissettirdiği için o kadından soğuyor.
- “Senin parana ihtiyacım yok, kendi kendime yeterim”cümlesi erkeği son derece kızdıran bir cümle. Enteresan gelse de erkek kadınına para harcadığında kendini önemli ve bir o kadar üstün hissediyor. Hani akıllı kadından hoşlanılmıyor palavrası buradan çıkma. Erkek akıllı kadından değil eyvallahsızkadından hoşlanmıyor. Yanında kendini değersiz hissediyor.
- “Bu kitabı okudun mu? “ sorusu entelektüellik noktasında sınır zorlayan bir erkek değilse hoşa gitmiyor. M.E. B müfettişinin teftişinden geçen bir çocuk gibi hissediyor kendini.
- “ sence kilo mu aldım “ bu soruyu duyan erkek için tehlike çanları çalmaya başlıyor. Aldın dese beni beğenmiyor musun artık noktasına ulaşabilir. Bilmem hiç farkında değilim dese sen benimle ilgilenmiyorsun noktasına gelebilir. Erkek sıkıştığı anlardan hiç hoşlanmadığı için ve kadın kadar kıvrak bir hareketle olayı geçiştiremediği için bu soruya ayar oluyor.
- “ Saçımı boyatsam mı “ sorusu da kilo aldım mı sorusu kadar tehlikeli bir soru. Boyat dese böyle beğenmiyor musun olabilir. Boyatma dese bin türlü yere çekile bilinir.
- Evet, erkeği en çok çıldırtan cümle “ annen dedi ki…” annesi dediyse niyeti kötü değil iyidir. Hiç buralara girip ortamı bulandırmayın derim.
Bir yanıt bırakın